LEWO ile Rap’in Derinliklerine Yolculuk: Gerçeklik, Duruş ve Gelecek Vizyonu

1998’den beri rap müziğin içinde olan LEWO, müziğin sadece bir heves değil, yaşam biçimi olduğunu anlatıyor. Samimiyet ve duruşun ön planda olduğu müzik anlayışıyla yeni nesil rap sahnesine dair görüşlerini paylaşıyor... .
LEWO ile Rap’in Derinliklerine Yolculuk: Gerçeklik, Duruş ve Gelecek Vizyonu
Yayın: 15 Haziran 2025 Magazin Google News

Türk rap müziğinin köklü isimlerinden LEWO, 1998’den bu yana kalemi ve mikrofonu elinden bırakmadan, sokakların sesi olmaya devam ediyor. Kendi sözlerini kalabalıklara ilk kez okuduğu anlardan, “Hani Nerdeler” gibi vicdanın sesi olan parçalara kadar uzanan müzikal yolculuğunu ve hayatının merkezindeki rap müziğin onun için ne ifade ettiğini anlattı. Hem geçmişin zorluklarıyla hem günümüzün hızla değişen müzik trendleriyle mücadele eden LEWO, müziğinde gerçekliği ve samimiyeti ön planda tutmayı sürdürüyor.

 

  1. Lewo’yu daha yakından tanıyabilir miyiz? Müzikal yolculuğunuzun başlangıcından bugüne kadar sizi en çok etkileyen anlar neler oldu?
    Tabii, ben LEWO. 1998’den beri rap benim hayatımın merkezinde. O zamanlar elimde sadece kaset çalar vardı, sokaktan duyduğum beat’lerle, freestyler’la başladım bu yola. Zamanla bu iş bir heves olmaktan çıkıp bir yaşam biçimine dönüştü. En çok etkileyen anlardan biri, ilk defa kendi sözlerimi kalabalık bir topluluğa söylediğim o geceydi. İnsanların gözünde o kıvılcımı görmek, “Bu çocuk bir şey anlatıyor” dediklerini hissetmek, beni bu yolda tutan en güçlü duygulardan biri oldu.

  1. ‘Hani Nerdeler’ sizin için ne ifade ediyor? İlk versiyon ile toplu track arasındaki farkları nasıl değerlendiriyorsunuz?
    ‘Hani Nerdeler’ benim için vicdanın sesi. İlk versiyon daha kişisel bir isyandı; düzenin çarpıklığına, suskun kalanlara, sahte yüzlere karşı içten bir çıkıştı. Toplu versiyon ise bu hissiyatı kolektif bir bilince taşıdı. Her MC kendi penceresinden aynı çürümüşlüğe ışık tuttu. Yalnız bir çığlıkken şimdi ortak bir haykırışa dönüştü. Fark da burada: bireysel bir sorgudan, toplumsal bir yüzleşmeye evrildi.
    Ve en önemlisi: bu parça unutulsun istemiyorum. Çünkü biz sustukça, gerçekten kaybolanlar sadece ‘onlar’ değil, biz oluruz.

 

  1. Toplu feat projeleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Hem ev sahibi hem de konuk sanatçı olarak yer aldığınız iş birlikleri müziğinize nasıl katkı sağladı?
    Toplu feat’ler benim için bir güç birliği. Rap zaten bir anlatım biçimi ama birlikte üretmek, kolektif bir ses oluşturmak çok başka bir enerji katıyor. Hem ev sahibi olduğum projelerde vizyonumu yansıtma şansım oluyor, hem de konuk olduğum parçalarda farklı dünyalara misafir oluyorum. Her iş birliği, müziğime yeni bir renk katıyor.

 

  1. ‘Eyvallah’ şarkısının çıkış süreci nasıl gelişti? Naci Berktaş ile bu projeyi oluştururken hangi mesajı vermek istediniz?
    ‘Eyvallah’ parçası, gözümüzün önünde yok olan hayatların, özellikle gençlerin uyuşturucu bataklığına saplanışının hikâyesi. Bu şarkıyı yazarken derdimiz sadece mahalledeki karanlığı anlatmak değildi; aynı zamanda buna sebep olan, hatta bunu “cool” gösterip meşrulaştıran bazı sahte rapçilere de sert bir tepkiydi. Sokakta yaşanan acıları şarkıya döküp, onları yücelten değil, uyaran olmak istedik.
    Naci Berktaş’la bu projeyi yaparken “Eyvallah” kelimesini bile sorguladık: bazen geri çekilmek bir zayıflık değil, hayatta kalma refleksi. Herkes elini beline atarken biz “Düşün, bir dur, bir bak” dedik. Çünkü bu işin sonunda mezar var, kelepçe var, pişmanlık var. Rap, gerçeği anlatmalı; yok edici alışkanlıkları yüceltmemeli. Biz de bu parçayla işte o gerçeği suratlara çarptık.

  1. Yeni nesil rap müziği gerçekten bir devrim mi, yoksa sadece hızlı tüketilen bir trend mi? Son dönemde çıkan parçalar size müzikal anlamda bir şey ifade ediyor mu, yoksa popülerlik mi ön planda? Türkçe rap sahnesinde sizi gerçekten etkileyen isimler var mı?
    Yeni nesil rap, hem bir dönüşüm hem de bir sınav bana göre. Evet, çok yetenekli gençler var, ama ne yazık ki popülerlik uğruna derinlikten uzaklaşan işler de az değil. Rap müzik, ruhu olan bir anlatı biçimi; sadece beat üstüne söz dizmekle bitmiyor. Müziğin bana bir şey hissettirmesi, yaşanmışlık taşıması lazım.
    Türkçe rap sahnesinde elbette dikkate değer işler çıkıyor ama isim vermek yerine şunu söylemeyi tercih ederim: benim için etkileyici olan, hâlâ samimiyetle, derdiyle, sözüyle üretmeye devam eden herkes. İsimlerden çok duruşlara bakıyorum.

 

  1. Gündelik hayatınızda nelerle uğraşıyorsunuz? Rap müzik dışında hangi alanlarda aktifsiniz ve bu yaşam tarzı müziğinizi nasıl etkiliyor?
    Rap dışında ticaretle uğraşıyorum, aynı zamanda aileme vakit ayırmaya özen gösteriyorum. Bu denge benim için çok kıymetli. Boş zamanlarımda gezmek, doğaya kaçmak bana gerçekten iyi geliyor; kafa boşaltmak, nefes almak gibi… Yaşam tarzım genel olarak oldukça sosyal, bu da müziğimi fazlasıyla besliyor. Yeni insanlar tanımak, farklı hikâyelere tanık olmak, sürekli bir şeyler öğrenmek bana hem ilham veriyor hem de üretme gücü katıyor. Hayatın içindeyim ve oradan besleniyorum diyebilirim.

 

  1. Geçmişte yaşadığınız zorluklar müziğinize nasıl yansıdı? Kariyeriniz boyunca karşılaştığınız engeller, sanatınızı ve duruşunuzu nasıl şekillendirdi?
    Zorluklar hayatın her alanında var, sadece müzikte değil. Ben de kendi yolumda birçok engelle karşılaştım ama pes etmek yerine çaba gösterdim. Bu çabayı da içime değil, sözlerime yansıttım. Oluyorsa oluyordur; olmadığında da geri adım atmadan yürümeye devam ettim. Neticede bugün hâlâ bu müziğin içindeyim, hâlâ üretmeye devam ediyorum.
    Ama şunu da söylemeden geçemem: sadece sektörle değil, sistemle ve hayatın ta kendisiyle kavga ettim zaman zaman… Ama ne olursa olsun, sesimi kaybetmedim. Hep kendim kaldım. Biçilmiş rolleri oynamadım, satılabilir bir forma girmeye çalışmadım. Belki bu yüzden geç tanındım ama doğru tanındım. Benim için mesele hiçbir zaman “erken olmak” değil, “gerçek kalmak”tı. Ve müziğim de bu duruşun aynasıdır.

  1. Aile kavramı sizin için ne ifade ediyor? Sosyal medyada sık sık aile içi videolar paylaşıyorsunuz — bu bağın müziğinize etkisi nedir?
    Aile, benim için bir sığınak. O yüzden müziğimde de samimiyet varsa, o sıcaklık bu bağdan geliyor. Sosyal medyada paylaştığım şeyler gösteriş değil; aksine “Hayat böyle bir şey” demek için. Çocuğumun gülüşü, eşimin varlığı ve sevdiklerimin yanımda olması… Bunlar bana en büyük motivasyon. Rap benim dilimse, ailem onun ilhamı.

 

  1. Gelecek projelerinizde nasıl bir yön çizmeyi planlıyorsunuz? Yeni nesil rap sanatçılarıyla iş birlikleri yapmayı düşünüyor musunuz, yoksa kendi çizginizi koruyarak mı ilerlemeyi tercih ediyorsunuz?
    Çizgimi koruyarak ilerlemeyi hep tercih ettim ama bu, yeniliğe kapalı olduğum anlamına gelmiyor. Yeni nesille aynı masaya oturup ortak bir his yakalayabilirsem, neden olmasın? Ama işin içinde sadece algoritma değil, samimiyet olmalı. Yakın gelecekte hem solo işlerim olacak hem de bazı sürpriz feat’ler var. Kendi yolumda yürürken yeni seslere de kulak veriyorum.

 

LEWO, kariyerinde duruşundan ödün vermeden ilerlerken, yeni nesil rapçilere de açık olduğunu vurguluyor. Algoritmanın değil, samimiyetin esas olduğu bir müzik dünyasında, hem solo projeleri hem de sürpriz iş birlikleriyle dinleyicilerinin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Onun için rap; sadece bir müzik türü değil, hayatın ta kendisi ve bu yolculukta gerçek kalmanın önemi her şeyin üstünde.

Röportaj: Cavit Yoldaş

Son Güncelleme: 15 Haziran 2025