
Sanat, sadece bir ifade biçimi değil, aynı zamanda kimlik, tarih ve kültürün en güçlü taşıyıcılarından biridir. Gagavuz müziğinin tutkulu bir temsilcisi olan Natali Deniz, şarkılarıyla halkının kimliğini yaşatmaya, kültürünü geniş kitlelere tanıtmaya devam ediyor. Akademik geçmişiyle sanatını besleyen, sahnede dinleyicisiyle bütünleşen Deniz, müziğin sınırları olmadığını ve kültür elçisi olmanın sorumluluğunu taşıdığını vurguluyor.
Natali Deniz kimdir? Kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
- Natali Deniz, Türk dünyasına sanatını adayan bir Gagavuz şarkıcıdır.
Sanat sizin için sadece müzik mi, yoksa bir ifade biçimi mi? Şarkılarınızı söylerken ne hissediyorsunuz?
- Yaratıcılık benim kişiliğimin bir parçasıdır. Yaratıcılık sayesinde duygularımı, hislerimi ve duruşumu ifade edebiliyorum. Sanat yoluyla insanlara mutluluk veriyor ve halkımın kimliğini yaşatıyorum. Şarkılarımı söylediğimde mutluluk hissediyorum ve bunun benim kaderimin bir parçası olduğunu anlıyorum.
Gagavuz kültürünü tanıtmak için yaptığınız çalışmalar size ne anlam ifade ediyor? Bir kültür elçisi gibi hissediyor musunuz?
- Gagavuz kültürünü şarkılarım aracılığıyla tanıtmayı kendi doğrudan misyonum olarak görüyorum. Halkımın kimliğinin, kültürünün ve geleneklerinin korunması benim için çok önemli. Bir halkın temsilcisi olarak dilini ve kültürünü yaşatmak için elimden geleni yapmalıyım. Belki de Tanrı bana bu yeteneği tam da bunun için verdi.
Akademik çalışmalarınız ve müzik kariyeriniz birbirini nasıl besliyor? Sanatta akademik bir bakış açısına sahip olmanın size kattıkları neler?
- Ben çocukluğumdan beri bilime ilgi duyuyorum ve akademik çalışmalarımı çok seviyorum. Bilim, birçok konuyu derinlemesine araştırmama yardımcı oluyor. Türk dünyasına adanmış çeşitli konferanslara katılıyorum. Bu, benim yaratıcı yönümü tamamlayan kişiliğimin bir başka yönüdür.
Sahnede en özel anınız neydi? Dinleyicinizle yaşadığınız unutulmaz bir an var mı?
- Sahnede en güzel anlar, izleyicilerin benimle birlikte şarkı söylediği anlardır. En çok etkilendiğim an ise sahnede Bozkurt işareti yaptığımda, herkesin buna karşılık aynı işareti yapmasıdır. O zaman bir bütün oluyoruz ve bu mutluluktur.
Müziğinizde kendinizi en çok özgür hissettiğiniz anlar hangileri?
- Doğam gereği çok özgür ruhlu biriyim ve her zaman sadece sevdiğim ve ruhumun yatkın olduğu şeyleri yaparım. Yasaklardan korkmam. Sadece ruhuma yakın olan şarkıları söylerim ve bu da özgürlüğümün bir parçasıdır. Stereotiplere uymam. Bana sık sık sahnede Bozkurt işareti yapmaktan korkup korkmadığım sorulur; çünkü dünyadaki birçok yerde bu işaret yasaklanmıştır. Hayır, korkmam, çünkü bu benim bir parçam ve kültürümün bir parçasıdır. İşte bu benim özgürlüğüm.
Türkvizyon deneyiminiz hayatınızda nasıl bir iz bıraktı? Orada sahne almak sizin için ne ifade etti?
- Türkvizyon’da sahne almak çok değerli bir profesyonel deneyimdi. Orada, yaratıcı hayatımda iz bırakan sanatçı dostlar edindim.
Sanatın sınırları olduğunu düşünüyor musunuz? Müziğin toplum üzerindeki etkisini nasıl görüyorsunuz?
- Müziğin ve genel olarak yaratıcılığın sınırı yoktur. Müzik aracılığıyla toplumla iletişim kurabilir, duruşumuzu ifade edebilir ve topluma birçok faydalı şey kazandırabiliriz. Müzik sayesinde sınırları genişletir ve bir araya geliriz.
Size ilham veren sanatçılar kimler? Bir müzikal yolculuğa çıktığınızda yanınıza almak isteyeceğiniz en önemli şey ne olurdu?
- Ben Barış Manço, Âşık Veysel ve Aslanbek Sultanbekov’un eserlerini çok seviyorum. Müzikal bir yolculukta en önemli olan şey eşyalar değil, seni çevreleyen insanlardır.
Gagavuzca müzik yapmanın zorlukları ve güzellikleri neler? Yeni nesillere bu kültürü nasıl aktarmayı düşünüyorsunuz?
- Ukrayna’da yaşadığım için Gagavuzca konuşan çok az insan var. Ancak bu beni durdurmuyor çünkü Türk dünyası çok geniş ve Gagavuz müziği kitleler arasında çok popüler olmasa da ben yine de bu müzikle uğraşmaya devam edeceğim. Ben olmasam bile, şarkılarım kalacak. Ve bu, Gagavuz müziğinde benim izim olacak.
Gelecekte müziğinizin nasıl bir etki yaratmasını hayal ediyorsunuz? İnsanlarda nasıl bir iz bırakmak istersiniz?
- Müziğimin insanlara pozitif duygular vermesini isterim. Ve bunun başarılı olduğunu düşünüyorum.
Sanatın gücü, yalnızca melodilerle sınırlı değildir; kültürleri bir araya getirir, kimlikleri korur ve insanları ortak duygularda buluşturur. Natali Deniz, Gagavuz müziğini sadece bir sanat dalı olarak değil, bir misyon olarak görüyor ve şarkılarıyla bu kültürün izlerini geleceğe taşıyor. “Ben olmasam bile, şarkılarım kalacak” diyerek müziğinin etkisinin yıllar boyunca süreceğine inanıyor.
Röportaj: Cavit Yoldaş

Ayfer Karel, Kayseri’de Yine Fırtına Estirecek!

Ünlü İsimlerin Kapışması; Zenne Emre Aşık’ın Performansı Gölgede Bıraktı!

Kayseri’de Bir İlk yaşandı, Zenne Emre Aşık Rüzgarı esti!

Ömer Hadimli, “Kudüs Fatih’i Selahattin Eyyübi” Dizisinde Yeteneğiyle Fark Yaratıyor

Meraktan Mesleğe: Erva Özusta ile Astrolojik Serüven

Ünlü Zenne Sanatçıları ‘Kime Ne Club’da Bir Araya Geldi!