D vitamini -aslında bir vitamin olup olmadığı bile kuşkuludur ve bana sorarsanız bilimsel adıyla “steroid yapıda bir prohormon”dur.- D2 ve D3 olmak üzere bedenimizde iki ayrı formda bulunur.
Etkili olanı D3 formudur ve onun büyük bir kısmı ultraviyole-V (UV) ışınlarıyla derimizde üretilen, çok az bir kısmı ise yumurta, yağlı balıklar ve süt ürünleriyle besinler sayesinde kazanılan muazzam bir biyolojik güçtür. D2 formuna gelince… D2 formu yeterince etkili değildir ve genelde bitkisel kaynaklı besinlerden elde edilir. Başlıktaki sorunun yanıtına gelince… Öncelikle bilelim ki D vitamini eksikliği dünya genelinde giderek büyüyen bir sağlık problemi ve tehdidi olma yolundadır. Özellikle modern yaşamın zorladığı “güneş fakirliği” meselesi, problemi daha da büyütmektedir.
Neden D vitaminsiz olmaz
KISA BİLGİ
İDEAL D VİTAMİNİ SEVİYESİ NE OLMALI
– 50-100 ARASI: İdealdir.
– 30-50 ARASI: Uyarıcıdır.
-20-30 ARASI: Risklidir.
– 20’NİN ALTI: Tehlikelidir.
Neden D vitaminsiz olmaz
MUHTEŞEM D’NİN MARİFETLERİ
BİRİNCİ 5
Doğal ve kazanılmış bağışıklığın vazgeçilmez molekülüdür.
Otoimmün hastalıklardan korunmanın en önemli ilacıdır.
Muazzam bir anti kanser frendir.
Kalp ve damar hastalıklarının gizli önleyicisidir.
Bağ dokusu ve kemikler için güç kaynağıdır.
Neden D vitaminsiz olmaz
İKİNCİ 5
Belleğin ve odaklanmanın sessiz bir nöbetçisidir.
Şeker hastalığına karşı frendir.
Bilinen en önemli antioksidanlardan yani paslanma önleyicilerden biridir.
Hipertansiyondan korunmada da işe yaramaktadır.
Karaciğer ve böbrek sağlığının teminatlarından biridir.