
Bu coğrafyada yaşayan vefakâr, cefakâr, kanaatkâr, yüzü bir türlü gülmeyen güzel insanlar. Coğrafya kaderdir derler de, coğrafyamız da bulunmaz güzellikte. Coğrafyadan çok insanlar mı, hayatı bu kadar zorlaştırıyor.
Bir ana ne ister, çocuğuna yetebilmeyi, karnını doyurabilmeyi, okutabilmeyi, meslek sahibi olmasını sağlamayı. Yani kendinden ödün verip, evladının kanatlarını kullanmasını sağlamayı.
İstediği en masum ve zorunlu ihtiyaçlarını alamamak ne zordur bir anne için.
Bir tarafta marka alınmadığı için kıyafeti giymeyen bir çocuk, diğer tarafta karnını kuru ekmekle doyurmaya çalışan bir çocuk. Keşke her çocuk eşit imkânlara sahip olsa. İstediği her şeyi alabilecek aileler, diğer komşusunun çocuğunu da düşünebilse. Nedense hep anne babanın yaptığı yanlışların bedelini çocuklar öderler. Yapacağı yardımı, anne babası şöyle yapmasaydı da baksaydı çocuğuna deyip, görmezden gelirler o çocukları. Oysaki her aile çoluk çocuğuna alırken bir parça kıyafeti de komşu çocuğa alabilirler.
Ben neye kime yenebilirim ki değil de, bir çocuğun hayatına dokunmak öyle muhteşem bir duygu ki. Hem veren el alan elden üstün değil midir? İnanın ki dünyada hiçbir duygu, karşılıksız vermenin hissettirdiği mutluluk kadar güzel değildir.
Çok zor günlerden geçiyoruz lütfen bir çocuğumuzun hayatına dokunun. Lüks bir mekânda içeceğiniz ikinci bir kahve, söyleyip yemediğimiz bir yemekten feragat edip, küçücük bir yüreğe dokunabilirsiniz. Bir kere başlasanız bir daha duramayacağınıza eminim.
Çevremize daha duyarlı daha farkındalıkla bakmalıyız. Aramak gerekmiyor, illa ki rast gelirsiniz. Bir çocuğu sevindirmek inanın ki çok güzel. Hadi bir küçük yüreğe dokunun bugün.

Resül Kara yazdı… Polis güç ve sorumluluk

Aysun Uysal yazdı… Bir kantincinin penceresinden

Resül Kara yazdı… DEM Parti’nin Tavrı: Stratejik Hamle mi, İhanet mi?

Serkan Candaş yazdı: Anayasal hakkınızı kullanın ama…

Cavit Yoldaş yazdı… Tarihi kareler bugün viral olur mu?

Dilek Bozkurt yazdı… “Gazeteciyim” demeye utanıyorum