Resül Kara yazdı… Karbon alım satımı kılıfındaki yıkım

Bir yurt düşün.
Resül Kara yazdı… Karbon alım satımı kılıfındaki yıkım
Yayın: 18 Nisan 2025 Köşe Yazarları Google News

Bir yurt düşün. Dağları, ormanları, dereleri, kuş sesleriyle dolu vadileriyle yaşayan bir düş gibi. Ama bu düşün üstüne her gün yeni bir beton örtülüyor, her sabah bir başka ağaç sessizce toprağa kapanıyor.

Ve bu yurdu yönetenler, ormanları yok ederek doğaya kurdukları bu kıyımı, “iklim yasası” diyerek örtbas etmeye çalışıyor.

Geçtiğimiz günlerde Meclis’e sunulan ve ilk dört bölümü onaylanan İklim Yasası önerisi, yönetenlerin karbon alım-satımı düzeni kurma girişimiydi.

Ama bu kez sesimiz boşa gitmedi. Mühendis birlikleri, doğa toplulukları, yurttaşlar… Hep birlikte ses yükselttik.

VE GERİ ADIM ATTILAR.

Fakat bu bir son değil, bir uyanış çağrısıdır.

KARBON ALIM-SATIMI DOĞAYI PAZARA SÜRMEKTİR

İklim buhranını yaratan düzenin kendisi, şimdi çözümün de sahibi gibi görünmek istiyor.

Karbon alım-satımı denilen şey, aslında doğanın bileğine vurulan para zinciridir.

Ormanları yok edip yerine “karbon hakkı” satışı kurmak, doğayı pazara sürmektir.

Bize “salımı azaltıyoruz” derken, bir yandan kömür yakan santralleri, madenleri, beton yolları, dere üstü santralleri büyütüyorlar.

Doğasever gibi davranıp doğanın kendisini sistemli biçimde yok ediyorlar.

Bu yasa önerisi, tam da bu ikiyüzlülüğün kâğıda dökülmüş biçimiydi.

İKLİM SÖZÜYLE SÜSLENMİŞ TALAN

Bu yurtta yalnızca doğa değil, sözcükler de yozlaştırılıyor.

“İklim”, “yeşil”, “sürdürülebilir”, “temiz enerji” gibi sözcükler artık yönetenlerin göz boyama araçlarına dönüştü.

Oysa gerçek yalındır:

BU YASA DOĞAYI DEĞİL, SERMAYEYİ KORUR.

Halkın soluk hakkını değil, şirketlerin kazancını artırır.

Bir ormanı kesip yerine karbon pazarı kuramazsınız.

Bir vadinin ruhunu borsaya süremezsiniz.

Bir ağacın gölgesini, bir çocuğun soluğunu, bir derenin türküsünü paraya çeviremezsiniz.

GERİ ADIM ATTILAR, DURMADIK!

Yasa önerisi, gelen tepkiyle geri çekildi.

Bu, ortak sesimizin karşılıksız kalmadığını gösterdi.

Ama unutulmamalı: bu yalnızca bir durak. Geri gelecekler.

Yine gelecekler, yine kelimeleri parlatacaklar, yine aynı paketin başka görünüşünü sunacaklar.

Bu yüzden şimdi daha da gür söylemenin vaktidir:

“DOĞA ALINIP SATILAMAZ. KARBON ALIM-SATIMI, İKLİM ADALETİ DEĞİLDİR.”

Bir yasa gerekiyorsa, doğayı değil, onu yok edenleri sınırlandırmalıdır.

BU YURT BİZİMDİR

Bu yurt ne bir yatırım tarlası, ne bir karbon pazarıdır.

Bu yurt, binlerce yıldır yaşamın, direncin ve bereketin toprağıdır.

Ve bu toprağı biz savunacağız.

Bir ağacın gölgesi gibi serin, bir derenin akışı gibi kararlı, bir çocuğun gülüşü gibi haklı olarak.

Birlikte ses olduk, geri adım attılar.

Şimdi daha da çoğalma, büyüme vakti.

Doğa için, gelecek için, el birliğiyle.

Son Güncelleme: 18 Nisan 2025