ŞEHİRLER YALNIZCA TAŞ VE BETONDAN DEĞİL, UMUT VE EMEKTEN ÖRÜLÜR
“Varlığım Türk Varlığına armağan Olsun”
Demokrasi, yalnızca oy pusulasında başlayan bir serüven değildir. Gerçek demokrasi, halkın yalnızca seçtiği gün değil, seçtikten sonra da süreci izleyebildiği, denetleyebildiği, söz söyleyebildiği bir düzendir. Bu nedenle belediye meclisleri yalnızca karar alınan resmi yerler değil, halk iradesinin görünür olduğu alanlardır.
Yakın vakitte bir belediye meclisi oturumunda yaşananlar, bu bakımdan dikkate değerdir. Özellikle mecliste sandalyesi olmayan siyasi partilerin ve sivil toplum temsilcilerinin de toplantıya katılım göstermesi, yerel yönetimin özüne yaraşır bir tablo oluşturmuştur. Çünkü halkın iradesi yalnızca sayılardan ibaret değildir; farklı sesler, farklı bakışlar, her topluluğun nabzını tutan düşünceler bir araya geldiğinde sağlıklı bir idare mümkündür.
Oturumda belediye başkanınca yapılan açıklamalar, yerel idarenin içinde bulunduğu mali durum hakkında dikkat çekici bilgiler içermekteydi. Merkezden gelen paylarda yaşanan kesintiler sebebiyle geçici bir darboğaz yaşandığı, ancak bu sürecin sona ermek üzere olduğu ifade edilmiştir. Eğer çizilen tablo abartıdan uzak pembe bir tablo değilse ve gerçeğe yansıtıyorsa şayet, bu açıklama hem şeffaflık adına hem de umut adına kıymetlidir.
Ayrıca belediye çalışanlarıyla ilgili yapılan değerlendirmelerde; işten ayrılmaların gönüllülük ve uzlaşı temelinde, sendikal denetim eşliğinde gerçekleştiği belirtilmiştir. Bu tür bir yaklaşım, çalışma barışının ve sosyal adaletin korunması açısından önemlidir. Fakat bu beyanların güven vermesi için, uygulamada da aynı hassasiyetin sürmesi gerekmektedir.
Elbette belediyecilik yalnızca mali açıklamalarla değil, hizmetle ölçülür. Alt yapıdan otoparka, yol düzenlemelerinden dere ıslahlarına, doğanın sahiplenilmesinden kültür varlıklarının tadilatı ve korunmasına dek birçok konuda yıllardır süregelen eksiklikler bulunmaktadır. Şayet içinde bulunduğumuz darboğaz gerçekten geride bırakılıyorsa, bu temel hizmetlerin gecikmeksizin hayata geçirilmesi gerekmektedir. Halkın beklentisi, artık söz değil; somut adımlardır.
Öte yandan, belediye içerisinde yaşandığı iddia edilen mobbing ve huzursuzluk gibi konular da ciddiyetle ele alınmalıdır. Bu iddialar yalnızca çalışma hakkını değil, insan onurunu da ilgilendirmektedir. İddialar ne olursa olsun, her yönetim, kurum içinde adaleti sağlamakla yükümlüdür.
Bugünün yönetimleri, artık yalnızca icraatlarıyla değil, şeffaflıklarıyla, kapsayıcılıklarıyla, samimiyetleriyle de değerlendirilmektedir. Halk artık sadece yönetilen değil, izleyen, sorgulayan ve gerektiğinde hesap soran bir konumdadır. Yerel yönetimlerin bu değişen toplumsal bilinçle uyum içinde olması elzemdir.
Çünkü şehirler yalnızca taş ve betondan değil, umut ve emekten örülür.
Hoşça kalın, sağlıkta kalın.
Aysun Uysal yazdı… Anne
Serkan Candaş yazdı… Ya İcraat Ya İstifa
Aysun Uysal yazdı… Toplumun Sessiz Çöküşüne Dair
Cavit Yoldaş Yazdı… Basın Özgürlüğü ve Güç Dengesi
Resül Kara yazdı… İmamoğlu’na hançer üstüne hançer
Serkan Candaş yazdı… Gerçek delikanlılık ve adamlık, sorumsuzluk değil, sorumluluktur!